MİLLİ MÜCADELE MEŞALESİNİN YANDIĞI O GÜN "19 MAYIS 1919"
BAŞKAN ÖZDOĞAN: “HALİT ÖZKAYA KÜTÜPHANESİYLE GENÇLERİMİZİN GELECEĞİNE YATIRIM YAPIYORUZ”
Bir önceki yazımda salgının hukuk alanını ve yargısal faaliyetleri de etkilediğinden bahsetmiştim. Bugünki yazımda ise yine salgının etkisi altında kalan Ceza Hukukunun bir dalı olan infaz hukukundaki yeniliklerden bahsedeceğim. Esasen İnfaz Hukuku çok geniş kapsamlı ve gelen yenilikler de fazlaca ayrıntılı olduğundan ben genel hatlarıyla temel noktaları ele almaya çalışacağım.
Öncelikle infazın ne olduğu ve neyi amaçladığını açıklayalım. İnfazın kelime manası : yapma, bitirme, yerine getirme ve sonuç alma’dır. Fazlaca önemli bir alan olan İnfaz hukuku ise; Ceza mahkemeleri tarafından verilen mahkumiyet kararlarından hapis, adli para cezası ve güvenlik tedbirlerinin nasıl ve ne şekilde yerine getirileceğini (infaz edileceğini) anlatan ve usulünü belirten hukuk dalıdır.
Ceza infaz sistemimizin temel amacı; hükümlülerin sosyalleşmesini teşvik etmek, yeniden suç işlemelerini engelleyici etkenleri güçlendirerek yasalara ve toplumsal kurallara saygılı ve sorumluluk taşıyan yaşam biçimine ulaşmalarını kolaylaştırarak yeniden topluma kazandırmaktır. Yeni infaz sistemine geçilmesinin sebebi; cezaevlerinde yaklaşık 300.000’e yakın hükümlü ve tutuklu bulunması ve sayının normal standardın çok fazla üstüne çıkması, dolayısıyla cezaevlerinde yer kalmamasının yanısıra cezaevinde kalan hükümlü ve tutukluların koronavirüsten zarar görmemesinin amaçlanmasıdır.
Burada “suçlular cezalarını çekmeyecek mi?” sorusu akla gelmektedir. Tabi ki işlenen suçun sabit görülmesi ve hüküm giymesiyle birlikte sanık cezasını çekecektir. Fakat burada bahsi geçen husus, ülkemizdeki mevcut durumda yasaların ışığında belirli suçlardan hüküm giymiş olanların cezasında belirli oranlarda indirim yapılması gerekliliğinin ortaya çıkmasıdır. Bu şekilde hem hükümlü, hem de mağdur ve kamu vicdanı açısından orta yol bulunmuş olması amaçlanmaktadır. Bu durum, Anayasamızca güvence altına alınan insan haklarına saygılı devlet ilkesinin bir gereğidir.
15.04.2020 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan 7242 Sayılı Kanun
Zaten mevcut olan 5275 sayılı İnfaz Kanunumuzun yanısıra 7242 Sayılı Kanun ile de infazda önemli değişiklikler yapıldığını söyleyebiliriz. Bu bağlamda; Kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi gereğince kanunsuz infaz da olmaz.
En önemli maddelerden birisi olan 4. Maddeye göre: “Mahkumiyet hükümleri, kesinleşmedikçe infaz olunamaz.” Peki kesinleşmeden ne anlamamız gerekiyor? Cezanın kesinleşmesi , ilk derece mahkemeleri tarafından verilen hükme karşı itiraz edilmemiş olması, yahut itiraz edildiyse bile istinaf ya da temyiz kanun yolundan geçerek başkaca hiçbir başvuru olanağı kalmaması sonucu hükümlünün o cezaya kesin olarak mahkum edilmiş olmasını ifade eder. Yani bu kanun kapsamına alınacak kişi yargılanıp sanık olarak ceza almış olmalıdır. Yeni infaz yasasıyla hükümlüler koşullu salıverilme ve denetimli serbestlik oranlarında lehlerindeki düzenlemeyle daha az bir süre hapis yatacak yahut süresi tamamlandıysa cezaevlerinden çıkabilecektir. Fakat burada altını çizmek istediğim husus şudur ki; söz konusu indirim her tür suç için geçerli değildir! Kapsam dışı kalan suçlar şunlardır; Kasten öldürme, Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama, İşkence, Eziyet, Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar, Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti, Özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar, Devletin güvenliğine karşı suçlar, Terör suçları. Bunlar İstisna Suçlar olarak nitelendirilmektedir ve bu suçtan hüküm giyenler indirimden faydalanamayacaklardır.
Bu suçlar haricinde kalan suçlar için ise durum şudur; 30.03.2020 tarihinden önce işlenmiş suçlarda koşullu salıverilme oranı 2/3 ten ½ ye indirilmiştir. Yani basit şekilde anlatacak olursak; hükümlü önceden cezasının %66 sını yatarken yeni yasayla getirilen oranla birlikte %50 sini yatacak yani daha az kalacak cezaevinde; Bununla birikte 1 yıl olan denetimli serbestlik süresi 3 yıla çıkarılmıştır. Örneğin yağma suçunu işlemiş ve 10 yıl hapis cezası alan sanığın cezası, %50 koşullu salıverilme oranıyla 5 yıla, 3 yıl da denetimli serbestlik düşünce 2 yıla düşecek yani 2 yıl cezaevinde yatıp çıkacaktır. Cezası 6 yıl olan hükümlü ise yine ½ oranla 3 yıla, 3 yıl da denetimli serbestlik düşecek, yani cezasını tamamlamış olarak cezaevinden çıkacaktır.
Yukarıda da ifade etmiş olduğum üzere çok detaylı ve içerisinde bolca hesaplama bulunan İnfaz Hukukunu gündemle bağdaştırarak ele aldım. Örneklerle de somutlaştırmaya çalıştığım oranların ve suç tiplerinin çocuklar, yetişkinler, mükerrirler ve yaşlılar için farklılık arz ettiğini belirtmek isterim. Zira hepsini tek tek yazarsam yazı çok uzayacak, dolayısıyla genel hatlarıyla en kısa şekliyle anlatmaya çalıştım.
Sonuç olarak; virüs ve cezaevlerindeki yoğunluk sebebiyle Yeni infaz yasası çıkarılmak zorunda kalınmıştır. Fakat her suç için indirime gidilmemekte, böylece mağdur-hükümlü ve kamu vicdanı dengesi korunmaya çalışılmaktadır. Suç tarihi ve suç tipi yasanın uygulanması açısından önem arz etmektedir.
Yeni düzenlemelerle birlikte umulur ki hükümlüler bu düzenlemenin kendileri için bir şans olduğu bilinciyle hareket ederlerse topluma kazandırıldıklarında suç oranları artmadığı takdirde İnfaz Hukukunun amacı gerçekleşmiş olacaktır..
Saygılarımla
Av. Ayşe Nur EKİCİ