MASKE SATIŞ FİYATLARI BELLİ OLDU
BAŞKAN ÖZDOĞAN: “HALİT ÖZKAYA KÜTÜPHANESİYLE GENÇLERİMİZİN GELECEĞİNE YATIRIM YAPIYORUZ”
Henüz hastalığın seyri hakkında kimse tam olarak bir şey söyleyemiyor. O nedenle temkinli olmaya devam etmemiz gerekiyor.
Covid-19 için etkili bir ilaç veya aşı bulununcaya kadar sosyal mesafemizi koruyarak devam etmeliyiz. Bu virüs insandan insana bulaşmaktadır. Hastalığın, belirtisini göstermediği, taşıyıcı konumunda olan insanlarda mevcuttur. O nedenle en az 6 ay daha sosyal mesafeyi koruyarak, çok kalabalık ortamlar oluşturmadan, hayatımıza devam etmeliyiz.
Covid-19 hava yoluyla bulaşan bir virüstür. Hava yoluyla virüsün bulaşması için nereden giriş yapması lazım çoğunlukla solunum yoluyla. 2. bulaşma kanalı ise gözyaşı kanalıyla. Yani nemli ortamlara tutunarak ilerlemeyi seviyor.
Vücutta hangi organlarımızı tuttuğuna dair çok yorumlar var. Hastalığa yakalanan vakalarda virüsün etkisini gösterdiği organlar beyin, kalp, akciğer, karaciğer, böbrekler yani vücudun önemli organlarını tutuyor.
Beyine ulaşması da çok kolay. Burundan daha yakın ulaşabileceği bir yer değil mi? İnsanların sokakta yere aniden düştüğü ve öldüğü gözlemlendi. Bazı vakalarda, beyin sapında yer alan solunum merkezini tuttuğu için solunumu deprese ediyor. Kalp etkileniyor ve ani kalp krizi atakları artıyor. Beyni etkiliyor demans ve felçlere neden oluyor.Böbreği tutuyor böbrek yetmezliği gözüküyor. Karaciğeri tutuyor vücudun bütün dengelerini bozuyor. Akciğeri tutuyor, ağızdan giren virüs soluk borusundan akciğerlere inince akciğerlerde küçük hava kesecikleri oluşuyor. Kana oksijen karışınca dışarı karbondioksit çıkıyor. Ama zatürre de bu keseciklerin içi suyla dolmaya başlıyor ve bu da nefes alma güçlüğüne neden oluyor. Bazı insanların bu aşamada solunum cihazına bağlanması gerekiyor.
Bu aşama büyük oranda invaziv tedavi gerektiriyor ve bu, ECMO'yu da (Ekstrakorporal membran oksijenizasyonu) içerebiiyor. Makine, borular yardımıyla vücuttan kanı alıyor, oksijenizasyonunu sağlayıp vücuda geri gönderiyor. Ama hastalığın çok ilerlediği durumlarda organlar vücudu canlı tutamıyor. Çoğul organ yetmezliği geliştiği için hastalar kaybediliyor.
Vücudumuzun en büyük organı damarlarımızdır. Ortalama olarak bir insandaki kılcal kan damarlarının toplam uzunluğu yaklaşık 40.000 kilometredir. Dünyanın çevresi de 40.000 km. En büyük organımızın damarlarımız olduğu kabul edilmiştir. Damarlarımıza iyi bakmak için, kötü alışkanlıklarımızı bırakmamız (sigara, alkol, bağımlı vb), doğru ve doğal beslenmemiz, hayatımıza sporu girdirmemiz gerektiğini bir kez daha hatırlatmak isterim.
Solunum yoluyla giren Covid-19, tespit edildi ki damarlarımızın iç yapısı olan endoteli kullanarak hedef organlara çok kolay ilerleyebiliyor. O kadar akıllı davranıyor ki vücudumuzda en zayıf halkaya doğru ilerliyor. Vücudumuz bu aşamada savunmaya geçiyor. Vücudun verdiği savunma sırasındaki gösterdiği performans, aslında daha çok kendine zarar vermeye başlıyor.
Virüslerin bir hücreye girebilmeleri için konak hücrede uygun bir reseptörlerinin bulunması gerekmektedir. İnsanlarda hastalık oluşturan corona virüs, hedef hücrelere anjiyotensin dönüştürücü enzim 2 (ACE 2) olarak adlandırılan bir enzim aracılığıyla bağlanır. Yani virüs hücre içine girebilmek için membrana bağlı ACE 2 olarak adlandırılan enzime ihtiyaç duyar. Bu enzimler özellikle akciğer (epitel) hücrelerini sarmalarının yanı sıra bağırsak, böbrek ve kan damarlarında da bulunurlar. Covid-19 kan damarlarını kullanarak hedef organlara ulaşabilmekte (Akciğer, kalp, karaciğer, böbrek, beyin).
Şunu hatırlatmak istiyorum, vücudun en büyük organı olan damarlarımız beslenmemize, günlük yaşam aktivitemize, yaptığımız işin stresine bağlı olarak kendini yeniler. (Doğumsal patolojik durumlar hariç)
Beslenme; doğal gıdalar ile, evde yapılan yemeklerle , trans yağlardan uzak, gazlı ve asitli içeceklerden uzak, fast-food beslenme tarzından uzak, dengeli beslenmeye özen gösterilecek şekilde olmalıdır.
Spor; olmaz ise olmazımız. Kan akışını hızlandıran, hücrelerin kendini yenilemesine yardımcı olan aktiviteler şeklinde olmalı. (Şelaleden akan su da mı, durgun su da mı yosun oluşumu daha fazladır ?) Spor metabolizmayı hızlandırırken hücrelere giden O2 den zengin kan sayesinde yenilenmeyi başlatır.
Uyku; bir yetişkin için günlük 8-9 saatlik kaliteli uyku yeterlidir. İnsan beyninde bulunan ve geceleri karanlıkta uyurken salgılanan melatonin hormonunun yaşlanmayı geciktirdiği ve kanseri önlediği bildirildi. Melatonin hormonu 23:00 ile 05:00 arasında aktif salgılanır. Hormonların salgılandığı saatlerde organlar dinlenmeye başlar. Organın dinlenmesi demek hücresel anlamda kendini yenileyebilmesi demektir.
Stres ile başetme yöntemlerini öğrenmeliyiz. Hayat felsefemiz olmalı. Bütün dengeyi bozan içinde bulunduğumuz stresi yöntememizden ibarettir.
Yaşla beraber, vücudun sahip olduğu damarları yani organlara giden yollarda da harabiyetler, yıpranmalar başlamış oluyor. Artık kronik hastalıklardan bir tanesi veya bir çoğu eşlik etmeye başlıyor.
Neden?
Organlara giden kanın akışkanlığı ve damar içi yapıların bozulmasına bağlı, organlar yeterince olması gerektiği kadar beslenemiyor. Burada risk durumuna göre eşlik eden hastalıklar tespit ediliyor veya eşlik edebileceği düşünülen hastalıklara göre önlemler alınmaya çalışıyor.
Örneğin; Tip 2 Diyabet hastalığı. çok sinsi ilerler, yıllara yayılarak hiç belirti vermeden ortaya çıkar. Hasta kendisinin diyabet hastası olduğunun farkında olmadan (en basit) görmesi bozulduğu için doktora gider. Kontroller ve tetkikler sonrasında diyabet hastalığı teşhisi konulur ve gözün etkilenmiş olduğu anlaşılır.
Neden?
Kronik hastalığın ortaya çıkarıldığı gün yıllardan beri süren damar yapısının bozulması vardır hikayede. Buna genetik yatkınlık, beslenme, yaşam standartları, uyku düzeni, spor vb hayat kalitesinin istenilenin altında olmasının yarattığı etmenler görülmektedir. Damar yapısı bozulan her insanda yıllar içinde çıkacak olan hedef organ hasarı kaçınılmazdır. Ona göre yaşamınızı düzenlemeniz lazım.
Kronik hastalıklar tespit edildiğinde ise kullanılan ilaçların çoğunluğu ACE 2 inhibitörlerini ile hücreye geçiş yapar. İşte tamda burada Covid-19 bu ACE 2'den bağlanarak hücre içerisine giriş yapmaktadır. Yanlış anlaşılmasın ACE 2'ler zaten hücrelerde bulunan enzimlerdir. Kronik hastalar bu dönemde doktorlarının verdiği ilaçları kullanmaya kesinlikle devam etmek zorundadır, doktoruna sormadan ek olarak herhangi bir ilaç kullanmamalıdır.
Covid-19 vücuda girdiği anda, vücudun verdiği tepkiyle aşırı enflamasyon yapmaya başlıyor. Akciğerlerdeki aşırı enflamasyonun sonucu ortaya çıkan akut solunum sıkıntısı sendromunda vücut, hayatta kalabilmek için ihtiyaç duyduğu kadar oksijen alamıyor.
Bunun sonucu olarak böbrekler kanı temizleyemiyor, bağırsakların çeperleri zarar görüyor.
"Virüs, karşı konulamayacak kadar bir enflamasyona yol açıyor ve çoklu organ yetmezliği ortaya çıkıyor".
Ve bağışıklık sistemi virüsü yenemezse, virüs vücudun her yerine yayılıyor ve çok daha fazla hasara yol açıyor. Akciğerler sıkıntıya girdiğinde, diğer organlara giden oksijen miktarı organları besleyecek seviyeden uzaklaşıyor. Organlarda daha hızlı tek tek hasar oluşmaya devam ediyor.Çoklu organ yetmezliğine giren hasta kaybediliyor.
Bu dönemde mutlaka doktorunuza sorarak, tahlillerinizi yaptırdıktan sonra alabileceğiniz bir vitamin olan D vitamini kullanabilirsiniz.
UNUTMAYIN !!!! TEHLİKE HENÜZ GEÇMEDİ…
Sosyal mesafeyi korumaya, maske kullanma kurallarına uyun, kalabalık ortamlar oluşturmamaya çalışın.Güvenli bir tedavi için aşı veya ilaç buluncaya kadar tehlike geçmiş sayılmaz. Sevdikleriniz ile güzel günler için sevginizi mesafeyi koruyarak gösterin.
TÜLAY İLBİ