SOSYAL MEDYA KAPANIYOR MU? ERİŞİM ENGELİ NEDİR?

29.07.2020 - Çarşamba 13:32
sosyal-medya-yasasi

Son zamanlarda sosyal medyanın akıbeti hususu, gündemi oldukça meşgul ederek birçok kişinin aklında soru işareti oluşturmuş durumda. Bu hususa ilişkin TBMM’de görüşülecek olan kanun teklifini bazı kesimler desteklerken yine birçok kişinin de karşı çıktığını görüyoruz. Peki neden böyle bir kanun çıkartılmasına ihtiyaç duyuldu? Nedir bu kanunun amacı?

Aslında bu hususa ilişkin 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’umuz 2007 yılından beri mevcut. Zaten var olan bu kanuna birtakım düzenleme ve değişikliklerle yeni hükümler eklenmesi söz konusu. 

Teknoloji çağında olduğumuz için artık çoğu işimizi internet üzerinden yapıyoruz. Yine sosyal medya kullanmayan kişi sayısı da yok denecek kadar az. Hal böyle olunca düşüncelerimizi, yaşam tarzımızı, hatta bazen ruh halimizi bile sosyal medyaya direkt yansıtabiliyoruz. Fakat bu durumun bazı sakıncaları olabiliyor, sosyal medya üzerinden suç işlenmesi gibi olumsuz sonuçlara yol açabiliyor. Aslında söz konusu kanunun amacı da sosyal medyayı araç edinerek suç işlenmesinin önüne geçilmesi, suçlarla mücadele edilmesi.

"TÜRKİYE'DE RESMİ BİR TEMSİLCİLİK OLUŞTURACAKLAR"

Kanun teklifinde yeni bir tanım olarak karşımıza çıkan "sosyal ağ sağlayıcı" kullanıcıların internet ortamında sosyal etkileşim amacıyla metin, görüntü, ses, konum gibi içerikleri oluşturmalarına, görüntülemelerine veya paylaşmalarına imkan sağlayan gerçek veya tüzel kişileri ifade edecek. Günlük erişimi 1 milyondan fazla olan sosyal ağların Sosyal ağ sağlayıcıları (örneğin twitter, instagram, youtube gibi) Türkiye’de resmi bir temsilcilik oluşturacaklar. Bu düzenlemeye göre 6 aylık süreçlerle raporlama zorunluluğu olan sosyal ağlara e-tebligat yapılabilecek. Temsilcilik kurmayan sosyal ağlar da bazı yaptırımlar ve para cezası ile karşı karşıya kalacaklar. 

 Yükümlülüklere uymayan sosyal ağ sağlayıcıları için; reklam verme yasağı, 10 milyon TL ve 30 Milyon TL idari para cezası, temsilci bulundurmaya zorlama, Hakim kararıyla yüzde elli ve doksan oranında internet trafiği bant genişliğinin daraltılması gibi yaptırımların uygulanacak. Kişilik hakkı ihlali yapan sosyal ağa 5 milyon TL idari para cezası verilebilecek. Hak ihlallerinde temsilciye başvuru hakkı olacak, yurt dışı hesaplardan paylaşımlar için tebligat yapılacak. Sosyal ağlarda “unutma” hakkı da uygulanacak.

"DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ SUİSTİMAL EDİLİYOR"

Mevcut kanunumuza yeni düzenlemeler eklenmesine yol açan en önemli etkenin, kişilik haklarının ihlali olduğunu görmekteyiz. Zira sosyal medya üzerinden kullanıcılar kolayca hakaret ve küfür ederek kişilik haklarının zedelenmesine yol açacak paylaşımlarda bulunuyorlar. Düşünce özgürlüğünü gerekçe göstererek "burası özgür bir plaform, istediğimi yazar çizerim, dilediğim paylaşımı yaparım" savunmasının yapıldığını da görüyoruz. Fakat unutulmaması gereken şey; özgürlüğün sınırsız olmadığıdır, özgürlüğün sınırı başka insanların özgürlüğüdür. Yani düşünce özgürlüğü suiistimal edilerek başkasının şahsına yönelik hakaret, tehdit gibi suçların işlenmesi haklı gösterilemez. 

Özel hayatın gizliliği kapsamında değerlendirilebilecek  suç unsuru barındıran bir sosyal ağın tamamen kapatılması, erişimin engellenmesi kullanıcılar tarafından tepkiyle karşılanabiliyor. Örneğin geçtiğimiz yıllarda Vikipedi ve Youtube’un belirli bir süre kapalı kalması, bu ağlardan yararlanan milyonlarca insanın haklı isyanına yol açmıştı.  5651 sayılı Kanunda yapılan değişiklikle bunun da önüne geçilmesi planlanıyor. Erişim engelleme ifadesinin yanına içerik çıkarma ifadeleri getirilerek tamamen erişim engelleme yerine öncelikle içerik çıkarma yükümlülüğü getiriliyor. Yani örneğin twitter üzerinden bir şahsa yönelik tehdit metni paylaşıldığında, bir siyasi parti liderine ya da bir sanatçıya hakarette bulunulduğunda twitter tamamen kapatılmayacak yalnızca o hakaret içerikli paylaşım kaldırılacak. Suç işleyen şahıs sosyal ağ sağlayıcı tarafından belirlenip BTK’ya bildirilecek ve cezai işlemler yürütülecek.  Böylelikle internet sitelerinin içerisinde yer alan ve suç içermeyen diğer içeriklere erişilebilecek. Bu anlamda kanun teklifi internet yoluyla kolayca suç işlenmesinin önüne geçerek amacını gerçekleştirecek. 

Yapılan teklif Meclisten geçtiği takdirde sosyal ağların 3 aylık hazırlık döneminden sonra gerekli yükümlülükleri yerine getirmesi bekleniyor. Kanunun uygulamasına ilişkin ayrıntılar BTK tarafından çıkarılacak usul ve esaslarda belirtilecek. Umulur ki; insanların sosyal ağlardan mahrum kalması suretiyle bilgi edinme hakkı ihlal edilmeden ve aynı zamanda da düşünce özgürlüğünün kötüye kullanılmaması noktasında denge sağlanarak kanun amaçları doğrultusunda yürürlüğe konulursa birçok problemin önüne geçilmiş olunur.

Av. Ayşe Nur Ekici

YORUM YAZ