"EN İYİ TERÖRİST ÖLÜ TERÖRİST’TİR"
BAŞKAN ÖZDOĞAN: “HALİT ÖZKAYA KÜTÜPHANESİYLE GENÇLERİMİZİN GELECEĞİNE YATIRIM YAPIYORUZ”
Ülkemizde ve Dünyada meydana gelen Koronavirüs, tüm hayatımızın merkezine yerleşti. Şimdilik tüm dünyada ilk akla gelen soru bu hastalık ile nasıl mücadele edebiliriz sorusu... Amma velakin bu salgın hastalık ilk kez 2020'de meydana gelmedi. İlk hastalıklar neredeyse Osmanlı devletinin kuruluşundan günümüze kadar meydana gelen salgın hastalıklar ile doludur.
Veba : Osmanlı Devleti kuruluşundan yakın bir süre sonra, Avrupa'nın orta çağ döneminde 1340-1355 yılları arasında, Avrupa’da başlamış ve Avrupa nüfusunun yarısına yakınının ölmesine sebep olmuştur. Osmanlı Devletinin bazı kaynaklarında Orhan Gazi'nin de bu hastalıktan öldüğü yazılmakta ancak bu konu hakkında net bir bilgi yoktur. O dönemde, dönemin imkanları ile birçok önlem alınmış ama önlemlerin yetersiz kaldığı ölüm oranına bakınca anlaşılmaktadır. Osmanlı döneminde en çok bilinen ve en çok meydana gelen salgın hastalık veba salgınıdır. Diğer adıyla Kara Ölüm hastalığı...
Kolera : Vibrio Cholerae bağırsak enfeksiyonu ile şiddetli ishalle başlayan ve yayılan hastalıktır. Osmanlı Döneminde Kolera ilk kez 1820-1825 tarihleri arasında en fazla yaygınlaştığı görülmüş ve o dönemde Osmanlı Devleti'ni çok çaresiz bırakan 1912-1913 yılları arasında Balkan savaşlarında görülmüştür. Genel anlamda bu tür salgın hastalıklar nerede görülürse görülsün, önlemler alınmadığı sürece hızlı bir şekilde dünyaya yayılmaktadır. Bununla alakalı Osmanlı Devleti birçok kez çalışma yapmış ve dünya geneli bu tür salgın hastalıklardan korunmak için her türlü desteği vermiş, hatta ilk sağlık örgütü düşüncesi Avrupa tarafından düşünülmüş, Paris’te konferans düzenlenmiş ve Osmanlı Devleti de katılmıştır. Osmanlı Devleti büyük bir imparatorluk olduğu için bu olaylar ile çok defa karşı karşıya kalmıştır. Ama her seferinde insana verdiği ve önemden dolayı imparatorluk her türlü mücadele örneği göstermiştir. Kolera Salgınından sonra Osmanlı Padişahı 2.Mahmut ilk kez 1838 yılında Karantina Teşkilatı kurmuş ve uzun yıllar insanlığa hizmet vermiştir.
Çiçek hastalığı : Özellikle çocuklar için tehlikeli olduğu bilinen, insan vücudunda kabarcıklar ile görülen, yüksek ateş gibi belirtileri olan ve yayılan bir hastalıktır. Batı dünyası, Osmanlı Devletinin sayesinde Osmanlı Devleti'nden aldığı bildiler ile ilk kez 1700'lü yıllarda aşı taramasına başlamışlardır. Hatta Osmanlı Devleti'nin bilgisi sayesinde kısa sürede aşı bulunmuş ve günümüzde de bu aşılar kullanılmaktadır.
Cüzzam : Lepra hansen basili gibi isimleri olan mikroorganizmaların yol açtığı çevresel sinir sistemi ve deri ile alakalı insan vücuduna komple yayılıp etkileyen salgın hastalıktır. Osmanlı Devleti Döneminde bu ismi almış ve bu hastalığa yakalanan kişiler için özel yerler inşaa edilmiş ve bu yerlere Miskinhane ismi verilmiştir. Miskinhane ilk Osmanlı Devleti Döneminde 2.Mahmut Döneminde Edirne’de kurulmuş ve bu bölgede hizmet vermiştir. Zamanla bu isimler insanların psikolojilerini bozduğu ve rahatsız ettiği için bu yerlere Tekke ismi verilmiştir ve halk arasında bu işim kullanılmıştır.
Abu Şamaa : Bu hastalık dünya genelinde çok görülmemiş ama batı kaynaklarında ismi geçmektedir. Özellikle Mısır’da ve çevresinde bu salgın hastalığın görüldüğüne dair yazılı kaynaklarda bilgiler geçmektedir. Kuru öksürük baş ağrısı nezle gibi rahatsızlıklar İle başlayan hastalık insandan insana hızlı bir şekilde yayılmış ölümcül rahatsızlıklar meydana getirmiştir.
Osmanlı Devleti ve İmparatorluğu döneminde hatta Dünya genelinde geçmişten gününüze kadar bu tür salgın hastalıklar bir çok kez meydana gelmiş ve bir çok insanın bu tür salgınlardan ölmesine neden olmuştur. Önceki zamanlarda insan ölümü daha fazla olmuştur. Bunun sebebi ise dönemin şartları ile alakalıdır. Günümüzde ise teknoloji sayesinde ölümlerin artmasını engellemek için önlemler daha hızlı alınmaktadır.
Şimdi de ülkemizde ve dünyada meydana gelen korona virüs salgını tarihteki yerini aldı. Bundan sonra salgın hastalıkların en başına Covid-19 Koronavirüs tabirlerini ekleyeceğiz.
Selam ve saygılarımla
Ömür PATAT