FLAŞ AÇIKLAMA! AVM'LER MAYIS'TA AÇILIYOR MU?
BAŞKAN ÖZDOĞAN: “HALİT ÖZKAYA KÜTÜPHANESİYLE GENÇLERİMİZİN GELECEĞİNE YATIRIM YAPIYORUZ”
Değerli Hacılarlı hemşerilerim hepinizi içtenlikle ve hasretle selamlıyorum. Ben Hacılar’ın kucağında büyümüş ve mesleğim dolayısıyla Güzel İzmir’de memleket hasretiyle yaşayan bir Hacılarlıyım. Hacıların haber ağında yazmak beni her daim heyecanlandırmıştır. Mesleğim nedeniyle sağlık köşesi tarzında yazılarla sizlerle buluşmuştuk. Ancak içinde bulunduğumuz pandemi günlerinde herkesin korona uzmanı olduğunu görünce benim farklı bir yazıyla sizi neşelendirmemin daha elzem olduğunu düşündüm. Yazı editörlerimizin ricası da bu yönde olunca hem kafamız dağılsın, hem de rahmetli dedem Duran Hocayla hasret giderelim . Onu yadedelim istedim.
Rahmetli dedem Duran Hocanın yaşadığı her hikayesinde karşısındaki kişinin varsa yanlışını kendisine göstermeye yönelik iğneleyici bir tavrı olmuştur. Zaten kanımca onu bu kadar bağrınıza basmanızda bu yönü çok önemlidir. Kendisinden dinlediğim bir hikayesini kahramanlarını olası rencide etmemek adına isim vermeden anlatacağım.
İstanbul’da yaşayan hali vakti yerinde bir hemşehrisi, bir arkadaşı vardı Duran Hocanın. İşlerinin yoğunluğu nedeniyle Hacılara gelemediği için yılın belli zamanlarında Duran Hoca’nın gidiş-dönüş biletlerini alır yanına İstanbul’a çağırır, 20 güne yakın misafir eder. Duran Hocanın sohbetiyle Hacıların hasretini de gidermeye çalışırdı anladığım kadarıyla. Camileri gezmeyle ilgili hikayesi de bu hemşerimizle alakalı, o hikaye en bilinen hikayelerinden. İlerde onu da anlatırız muhtemelen.
Gel zaman git zaman bu iş adamı hemşehrimizin işleri yolunda gitmiyor ve iflasın eşiğine dayanıyor. Ve bir umut gönülden bağlı olduğu Duran Hoca'dan onun işlerinin düzelmesi için dua etmesini istiyor. Duran Hoca da söz verip dua ediyor. Bana anlatırken kırk gün boyunca her namazının ardından onun için dua ettiğini söylemişti. Olacak ya, ödenmeyen çekler ödeniyor, gelmeyecek paralar gelecek oluyor. İşler rayına oturuyor.
Hemşehrimiz kırk gün sonra Duran Hocayı arayıp soruyor merakla; ‘Hocam benim işler düzeldi. İflas etmekten kurtuldum. Bana gerçekten dua etmiş miydin?’ Evet cevabının ardından merakı daha da depreşiyor ve ne diye dua ettiğini sorma gafletinde bulunuyor. Çünkü aldığı cevap Duran Hocanın her zaman ki tarzıyla oldukça iğneleyici ve kendine getirici.
Hoca kırk gün boyunca her namazımdan sonra ‘Rabbim filan kulunu biliyorsun. İşleri yolunda gitmemiş. Beni sana yakın biliyor. Kendisinin de istemeye yüzü yok! Verirsen hazinenden bir şey eksilmez. Sen biliyorsun gerisini’ diye dua etmiş.
Bir yandan her gün günde 5 kere andığı gönül dostu için endişe ediyor ama bir yandan da onu kendine getirecek ya, muzipliği ile neden kendisinin istemediğini, Allah ile kulu arasına kimsenin giremeyeceğinin en çarpıcı şekilde anlatmış oluyor. Rabbim tüm geçmişlerimizin mekanını cennet eylesin. Hepimize de şu fani dünya da Duran Hoca gibi hoş sedalar bırakıp gitmeyi nasip etsin.
Yazılarımızın devamında diğer yaşadıklarından bahsedeceğimiz bir köşemiz olacak. Sağlık ile ilgili anlatmamı istediğiniz konuları hem bana hem gazetemiz sayfasında yorum yaparak iletirseniz gelen talepler doğrultusunda bilgi vermek isterim. Şimdilik bu Ülke olarak geçtiğimiz bu zorlu süreçte, korona günlerinde bir parça tebessüm ettirebildiysek sizleri ne mutlu bize.
Güzel günlerde görüşmek dileğiyle sağlıklı kalın, evde kalın.