HACILAR STADYUMU’NDA ÇİMLER EKİLDİ
BAŞKAN ÖZDOĞAN: “HALİT ÖZKAYA KÜTÜPHANESİYLE GENÇLERİMİZİN GELECEĞİNE YATIRIM YAPIYORUZ”
Büyük hayallerle kurulan evlilikler, farklı sebeplerden ötürü boşanmayla sonuçlanabiliyor. Öyle ki günümüzde, 9-10 yıl öncesine nazaran boşanma oranları bir hayli artmış durumda. Her ne kadar zor güç kurulan yuvaların yıkılmasını ilk etapta kimse arzu etmese de, sonradan ortaya çıkan birtakım olaylar, evlilik birliğini temelinden sarsarak boşanmayı zorunlu hale getirebiliyor. Peki nedir boşanmaya sebebiyet veren durumlar? Boşanma davası açmaktaki temel etkenler ve sonuçları nelerdir? Bu yazımda bunları ele alacağım.
Öncelikle boşanma davası 4721 sayılı Medeni Kanunumuza göre 2 türlü olabilir; Anlaşmalı ve çekişmeli boşanma. Bunlardan anlaşmalı boşanma davası, her iki tarafın da adı üstünde boşanmak üzere her noktada anlaşarak evlilik birliğini sona erdirmesidir. Çekişmeliye nazaran daha kısa sürede sonuçlandığı için, daha az yıpratıcı olmaktadır. Çekişmeli boşanma ise tarafların birbirlerini kusurlu bulmaları, nafaka, maddi ve manevi tazminat, velayet, ev eşyalarının paylaşımı vb. gibi konularda anlaşamadıkları, çekişmenin söz konusu olduğu bir dava türüdür. Belli başlı konularda anlaşma ihtimali bulunmadığından hakim, tarafların iddialarını ve dosya içeriğindeki delilleri değerlendireceği için çok daha uzun ve yıpratıcı bir süreç olmaktadır. Çekişmeli boşanma davasında genel veya özel boşanma sebeplerine dayanarak boşanma davası açılabilir:
1. Genel Boşanma Sebepleri: Geçimsizlik, kültür farklılığı ya da mizaç uyuşmazlığı nedeniyle tartışmalar, evliliğin yükümlülüklerini yerine getirmeme, şiddet, hakaret gibi birçok konuyu barındırabilecek boşanma sebepleridir. Tüm bu sayılanlar ‘evlilik birliğinin temelinden sarsılması’ sonucunu doğuracağı için genel bir boşanma sebebi olarak ele alınmaktadır.
2. Özel Boşanma Sebepleri: Kanunda sınırlı sayıda belirtilmiştir;
Anlaşmalı boşanabilmek için gereken şartlar şunlardır; evlilik en az 1 yıl sürmüş olmalı, eşler mahkemeye beraber başvurmuş ya da bir eşin açtığı boşanma davasını diğer eş kabul etmiş olmalı, taraflar hakim huzurunda boşanma iradelerini açıklamalı ve hakim, boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu ile ilgili düzenlemeyi uygun bulmalı. Bu şartlar uygunsa anlaşmalı boşanma gerçekleşmiş olur, şartlardan birisi dahi eksikse dava çekişmeli boşanmaya dönüşür.
Çekişmeli boşanma davasında en sık karşılaşılan boşanma sebepleri; şiddet ve aldatma olmaktadır. Özellikle kadına şiddet bilindiği üzere, ülkemizde maalesef çok yaygın görülmekte ve bu sebeple boşanma gündeme geldiğinde kadın cinayetleri de ortaya çıkmaktadır. Ceza hukuku anlamında da en kutsal hakkımız olan yaşam hakkının ihlal edilmesiyle şahsın en ağrı cezaya çarptırılması göz önünde bulundurulursa, bu denli büyük bir suç karşısında boşanmak zorunda kalmanın ve bunu talep etmenin de pek tabii hak olduğunu söyleyebiliriz.
Aldatma ise eşlerden birinin, karşı cinsten eşi dışında biri ile kurduğu cinsel ilişki anlamına gelmektedir. Evliliğin en önemli unsuru olan sadakat yükümlülüğünün açık bir ihlali olan bu boşanma sebebinde dava açma süresi, diğer eşin zina olayını öğrenmesinden itibaren altı ay ve her halükarda zina eyleminin bitmesinden itibaren beş yıldır. Zina güven sarsıcı ve son derece yıkıcı bir boşanma sebebi olduğu için, zinayı affeden eşin boşanma davası açma hakkı bulunmadığını belirtelim.
Özetleyecek olursak; boşanma genel çerçevede kimsenin istemeyeceği fakat evlilik birliğini devam ettirme imkanı herhangi bir sebeple kalmamış olan eşlerin başvurmak zorunda kaldıkları bir dava türüdür. Müşterek çocukları olan eşlerin boşanma süreci daha sıkıntılı olmaktadır. Bu sebeplerden ötürü, her ne kadar üzücü ve problemli bir durum olsa da, eşler nafaka, velayet, tazminat gibi konularda konuşarak ortak bir paydada buluşmaya çalışmalıdırlar. Unutulmamalıdır ki, şimdi boşanmak istenilen eş, geçmişte beraber hayatı paylaşma sözü verilen insandır. Dolayısıyla sırf insan olunmasından kaynaklı, mümkün mertebe saygı sınırını aşmamaya özen gösterilmeli ve bu süreci en sağlıklı şekilde nasıl atlatabiliriz diye düşünerek hareket edilmelidir.
Av. Ayşe Nur Ekici