KORONAVİRÜS, Tıp dilindeki adıyla ‘COVİD-19’ ya da ‘SARS-CoV-2 Enfeksiyonu’

3 Mayıs 2020
1.688 kez görüntülendi

Gözle göremeyeceğiniz kadar küçük bir yapıdan bahsediyorum; gözle görebildiğimiz birçok şeyden daha yıkıcı etkileri olan bir yapı. Onun adı ‘Koronavirüs’.

KORONAVİRÜS, Tıp dilindeki adıyla ‘COVİD-19’ ya da ‘SARS-CoV-2 Enfeksiyonu’




Gözle göremeyeceğiniz kadar küçük bir yapıdan bahsediyorum; gözle görebildiğimiz birçok şeyden daha yıkıcı etkileri olan bir yapı. Onun adı Koronavirüs’. Mikroskop altında taç görüntüsü verdiği için ona Koronavirüs diyoruz (Latince; corona/korona: taç).

Bu bahsettiğimiz yapı canlı bile değil. Evet canlı bile olamayan bu yapı ancak konak bir canlı bulduğu zaman aktifleşiyor. Yani bu virüsün aktifleşmesi için sizin hücrelerinize girip, orada çoğalıp, vücudunuzu ele geçirmesi lazım. Eğer bu virüs hücrelerinize yerleşip, bağışıklık sisteminizden daha üstün hale gelirse kontrol artık onun eline geçiyor. Burnunuz, soluk borunuz, akciğerleriniz derken virüs solunum sisteminize hasar verip; nefes alıp vermenize engel olmaya başlıyor. Sonrasında yeterince oksijen alamayan vücudunuz savaşı kaybetmenize sebep olabiliyor. Ve istemediğiniz sonuç gelişebiliyor; ÖLÜM.

Virüs, artık tüm dünyayı etkisi altına almış durumda olan bir salgın. Bu virüs dünyadaki ölümlerin yanı sıra ülkemizde de her gün onlarca can kaybına sebep oluyor. Şu an için virüse karşı elimizdeki tek kozumuz ondan korunmak. Buda ancak virüsü taşıyan bir insanla temastan kaçınarak mümkün. Dahası sağlıklı beslenerek, düzenli uyuyarak ve aktivite yaparak bağışıklık sisteminizi güçlü tutmanız da şart.

Peki bu virüs nelere sebep oldu? Neleri aldı elimizden? Neleri çıkardı hayatımızdan?

Kiminiz ailesinden, eş-dostundan, akrabalarından uzaklaşmak zorunda kaldı, kiminiz parklara, bahçelere gidemez oldu, kiminiz eğitimine ara vermek zorunda kaldı, kiminiz işine gidemez oldu hatta işinden oldu, kiminiz karşı komşusuyla iki kelam edemez oldu, kiminiz sağlık problemleri için hastaneye gitmekten çekinir oldu, kiminiz çocuğuna bir oyuncak alıp getiremez oldu, vs. Tabi bu salgınla en önde savaşan sağlıkçılarımız, zorunlu ihtiyaçlarımız için çalışan tüm emekçilerimiz; onlar işerinin başında. Bizler için…

Tüm dünyanın yanı sıra İslam alemi olarak bizler, salgın sürecinde Ramazan-ı Şerifi iştirak etmekteyiz. Ama her zamanki Ramazan’dan farklı bir Ramazan. Çünkü camilerimizde teravih namazları kılınamıyor, iftardan önce sıcak pideler alınamıyor, akrabalarınızın evlerinde ya da çadırlarda iftarlar yapılamıyor, komşularla oturup çaylar içilemiyor. Dahası davulcular bahşiş toplayamayacak, Ramazan Bayramında misafirler olmayacak, büyüklerin eli öpülemeyecek, çocuklar şeker toplayamayacak.

Değişik hissediyoruz…

Ancak bu süreç elbet geçecek, geçte olsa geçecek. Önemli olan bu süreçte daha fazla can kaybı yaşamamak için tedbirlere uymaya devam etmek.

Peki salgının sonrasında ne olacak?

Normalleşecek miyiz?

Elbet normalleşmeye başlayacağız ama eskisi gibi olabilecek miyiz?

Kalabalık toplantılar, düğünler, konserler, eğlenceler olabilecek mi? Camilerimiz eskisi kadar dolabilecek mi? Çocuklarınızı parklara gönderebilecek misiniz? Dostunuzu görünce elini sıkabilecek misiniz? Yapabilecek misiniz?

Ben mesela; öğrencilerimle kalabalık sınıflarda yeniden bir araya gelebilecek miyim? Kampüste bir araya gelmiş, çay-kahve içen umut dolu gençleri görebilecek miyim?

Neler kaybetmedik ki şu süreçte? Ah be Koronavirüs, daha neleri götüreceksin bizden? Çık hayatımızdan…

Öğr. Gör. Tayfun CEYLAN
Kapadokya Üniversitesi, Sağlık Programları